Okulumuz adını bahçesinde barındırdığı şehitlerden almış olup ilçe merkezinin ilk ve en eski okuludur. 25 Aralık 1922 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nın hemen arkasından, Yunanlıların karargah olarak kullandıkları ve şimdi İslâm Mahallesi'ndeki, Atatürk büstünün yanında bulunan binasında ilk olarak eğitim öğretime açılmıştır. Okulumuzun ilk müdürü ve öğretmeni Bursalıoğlu İsmail Hakkı'dır. Çevre köy çocukları ile beraber ilk mevcut üç yüz civarındadır. İkinci öğretmeni ise İslâm Köyü'nden İhtiyat Subayı Ali KARAÇİN'dir. 1927-1928 eğitim öğretim yılına kadar bu binada hizmet verilip, bu eğitim öğretim yılında ise şimdi kapalı spor tesislerinin yerinde bulunan o zaman ki yeni binasına taşındı. 1929 yılı mezunlarıyla beraber okul mevcudu oldukça azaldı. Bu nedenle okul köy statüsüne girdiğinden üç sınıfa dönüştürüldü. 1937-1938 eğitim öğretim yılında çevre köylerden gelen çocukların barınma ve beslenmeleri için de bir yatılı bina yapıldı. Bu gün Osman KILIÇ'ın evinin bulunduğu yerde yapılan pansiyon 1942 yılına kadar hizmet vermiş ancak, İkinci Dünya Savaşı'nın olumsuz etkileri nedeniyle pansiyon kapanmıştır. Sonra yeni bir okul binasına ihtiyaç duyulmuştur. Bundan sonra okulumuz, şimdiki bahçede iki yeni binada hizmet vermiştir. Birinci binanın yapımına 1943 yılında başlanmış ve 1945 yılında eğitim öğretime başlamıştır. 1952-1960 yılları arasında bahçe çalışmaları sırasında şehitlerin cesetleri bulunmasıyla onların anısı için şimdiki abide yapılmıştır. 1959-1960 eğitim öğretim yılına kadar İslâm köy ve Banaz Merkez İlkokulu adı ile hizmet veren okulumuz, bundan sonra "Şehitler İlkokulu" adıyla hizmet vermiştir. 1976 yılına kadar yaklaşık otuz yıl ilk binasında hizmet veren okulumuz binasının eskimesi ve yenisine ihtiyaç duyulması nedeni ile bugünkü eski binamız yapılarak, 1994-1995 yılında ilköğretime dönüşen okulumuzda ek dört derslikli bina yapılmış ikinci binada eğitim öğretime geçmiştir.2015 yılında ek olarak yapılan dört derslikli bina yıkılarak, yeni altı katlı 16 derslikli okul binamız yapılmıştır. 2018 yılı Ağustos ayında, kalan iki katlı sekiz derslikli öbür binamızda yıkılmıştır. Okul yeri, oyun alanına katılmıştır.
2014 – 2015 eğitim öğretim yılından itibaren okul dönüşümleri nedeni ile ilköğretim okulu statüsünden ilkokul statüsüne geçilmiştir. Üç mahalleye hizmet eden, 357 öğrenci sayısına ulaşan okul binası yetersiz gelmeye başlayınca 2014 – 2015 eğitim öğretim yılında 16 derslikli yeni okul inşaatına başlanmış, 11 Ocak 2016 tarihinde yeni okul binamıza girilmiş, 329 öğrenci ile eğitim öğretime devam edilmektedir.
1922 yılından itibaren ilkokul olarak hizmet verip 1994-1995 eğitim öğretim yılı başında ilköğretim okuluna dönüştürülen okulumuz, 2014 yılında tekrar ilkokula dönüştürülmüş, şimdiye kadar on üç okul müdürü görev yapmıştır.
Osman Kutlu beyin Şehitler ilkokulunun adı geçtiği yazısı
Bütün dünyada savaş sırasında yoğun çatışmaların olduğu kritik noktaların başında tren istasyonları gelir. Kurtuluş Savaşı boyunca ve Büyük Taarruz’da da böyle olmuştur. İstasyonların civarında savunan direnmiş, taarruz eden öncelikle saldırmıştır. Çünkü o dönemde en hızlı ve en ileri ulaşım imkânı trendir. Özellikle bizim açımızdan çok daha önemlidir çünkü düşmanın araçları, kamyonları olduğu halde bizde en iyi araç “kağnı”dır. Bu yüzden Büyük Taarruz sonrasında Fransız politikacı Franklin Bouillon Büyük Taarruz için şu yorumda bulunacaktı: ‘‘İnanılmaz bir şey oldu, kağnı kamyonu yendi.”
İstasyonlarda sert çatışmaların yaşanmadığı tek yerin Dumlupınar İstasyonu olduğunu da yeri gelmişken ekleyelim.
31 Ağustos sabahı Kaplangı’yı terk etmek zorunda kalan Franco, Trikopis’in son durumunu bilmese de, umudunu kesmiş olarak en azından Uşak’ta tutunma çabasıyla Banaz İstasyonunda sert bir direniş tesis etti.
O günlerde Banaz günümüzdeki yerinde değildi. Murat Dağı’nın yamaçlarına doğru halen Banaz Köyü denen yerdeydi. Eski anlayışa göre yerleşimler ovanın ortasına değil, tepenin yamaçlarına doğru olurdu. Ovadaki tarıma elverişli toprağı en iyi şekilde kullanmayı düşünürlerdi. Ancak tren yolları yapılırken özellikle ovaların ortasından geçirilmiştir. Tren yolları İngilizler, Fransızlar, Almanlar tarafından yapıldı. Yapılan tren yolu yapım anlaşmalarına göre hat boyunca sağ ve solundaki 100’er metrelik arazinin maden ve yer altı zenginlikleri kullanım hakkı yolu yapana verilmişti. Bu yüzden tren yolları hem ovaların ortasından geçiyor hem de çok fazla dolanarak mesafe uzatılıyordu firmalar tarafından. İstasyonlar da yerleşim yerlerine 3-5 km mesafelerde oluyordu. Bu yüzden cumhuriyet döneminde şehirler ulaşım hatları boyunca istasyonların bulundukları yerlerde gelişti. Hem eski yerleşimler unutuldu hem de ovaların bereketli toprakları tarım yerine yerleşim için kullanılarak yok oldu.
Banaz girişinde, özellikle istasyon civarında şiddetli çarpışmalar oldu. Banaz istasyonu ile İslam Köyü arası boş, açık ve çayırlık bir arazidir. İslam Köyünün güney doğusunda Şaban Köyü yolu üzerinde hakim bir yere top yerleştirildi. Birliğimiz İslam Köyü ile istasyon arasındaki boş alana avcı hattında yayıldığı sırada destek top atışı başladı. Ne yazık ki ikinci atıştan sonra top kuma çakılarak bozuldu. Düşman tam siper almıştı, bizim askerlerimiz de açık arazide topun desteğinden mahrum kalıp çok kayıp vererek geri çekilmek zorunda kaldılar. Şehit olan askerlerden sadece yol kenarında olanlar İslam mahallesinde oldukları yere gömülmüşlerdir. O gün şehit olan 6 askerimiz de Şaban Köyü mezarlığına gömülmüştür. O günün anısına buraya Şehitler Mahallesi adı verildi. Buraya yapılan okula da Şehitler İlkokulu.
Köprüyü tahriple görevli birlik köprüde bulunan düşman birliğine çok kayıp verdirdi. Kara Mehmet isimli çavuşumuz tek başına 17 Yunan askerini öldürmüştü. Köprüyü teslim almak üzereyken mermisi bitti. Bunun üzerine arkadaşlarına ‘ Mermi yetiştirin, mermim bitti’ diye seslendi. Yunan Askerleri arasında yerli işbirlikçi hainlerden biri vardı. Durumu düşman askerlerine söyledi ve Kara Mehmet’in üzerine atılarak kahraman Türk çavuşunu şehit ettiler.
Düşman çekilmeye başlayınca, yerli işbirlikçi hainler de onlarla birlikte çekiliyordu. Sonsuza kadar işgalin ve kendi nemalanmalarının devam edeceğini sanıyorlardı. Rahattılar. İstedikleri gibi asıp kesiyor, katlediyor, el koyuyor, tecavüz ediyorlardı. Türkün intikam günü geldiğinde, aynı intikamdan paylarını almamak için onlar da düşmanla birlikte kaçmaya başladılar. En büyük zararı da onlar verdi. Halkın saklandıkları yerleri, zenginlerin evlerini söylediler, yolunu şaşıran düşmana mihmandarlık, rehberlik yaptılar.
Şehitler İlkokulunda 1952-1953 Öğretim yılında okul bahçesini düzeltme çalışmaları yapılırken, o gün şehit olduğu anlaşılan 2 askerimizin mezarı ortaya çıkarılmış. Zamanın öğretmen ve idarecileri gerekli düzenlemeleri yaparak, bir komisyon kurmuş, Kaymakam Sadık Göbelezoğlu’nun yardımları ile aynı yere şehitlik yapmışlar. Şehitliği hiç kimseye vermemişler, halen okul sınırları içerisinde, bakımı ve korunmasını okulun öğretmen ve öğrencileri büyük bir onur ve gururla yapmaktalar.